Bilimsel Rapor

Life Kinetik'in kurucusundan Özet

Bilimsel Araştırmaların Özeti – Horst Lutz

Başta acı bir tecrübe vardı: diplomalı bir spor hocasına göre fikrimce ortalamanın üzerinde bilişsel yeteneklere sahip olmama rağmen, alışık olmadığım bir hareketten diğerine geçişler tamamen kaosa dönüşüyordu. Tabi ki biraz konsantrasyon ve birkaç denemeden sonra hemen düzeliyordu.

Ardından şu soru geldi aklıma: Bu neden böyle? Bu süreç içinde beynimde ve bunu takiben yaşantımda ne oluyor? Cevap bulabilme arayışları beni öğrenme ve nöroloji konularına sürükledi. Hemen anladım ki, öğrenme beyindeki nöronların oluşturduğu ağların yeni bir yapı almasıyla gerçekleşiyor.( nöronlarla yeni yapılar oluşturarak ya da yeni nöronlar oluşturarak). Nörologlar tarafından snaptik yapı olarak tanımlanan bu yeti (Bear, Conners, Paradiso, 2006) ancak gereken koşullar oluştuğu sürece gelişebilir.

En son nörobilimsel bulgular ve bağlantılar gösteriyorlar ki: dopamin dağılımı snaptik yapı sürecini desteklemekte motor öğrenmeyi sağlamaktadır. (BECK, 2008; BECK & BECKMANN, 2009a). Bununla birlikte yeni bir hareket görevi ortaya çıkmaktadır, (BECK, 2005) hareketlerde beklenmeyen bir başarı (BECK& BECKMANN, 2009) ve merkez bir rol üstlenme. Değişik bir hareketin ya da görevin başarıyla sonuçlandırılması beyinde değişik yapılar oluşturulduğu anlamına gelmektedir. Nöronal öğrenme sürecini biraz daha açacak olursak; rutin bir çalışmada değişik yeni ve
alışılmamış bir hareketin ve hareket değişiminin başarıyla sonuçlandırılmasını örnek gösterebiliriz. (Beck, 2009).

Singer (1999) ve Beck (2008) ispat etmişlerdir ki, tek başlarına olan nöronlar birçok değişik güç ve performansla bağlantılı haldedirler. Birbirleriyle aktif olan nöron populasyonlarıyla bir bağlantı gerektirmeyen yeni hareket görevleri, nöronal öğrenme olasılığını yükseltmektedirler. Tamamen yeterli olmasa da 1997’de Amerikalı Kempermann ve 1998’de İsveçli Eriksson isimli nörobiyologların araştırmaları sayesinde insan beyninde yaşam süresi boyunca yeni nöronlar oluştuğunu biliyoruz. New York Rockefeller Üniversitesinden Elizabeth Gould’un 1990’da fareler üzerinde bunu bulmasından sonra insanlar üzerinde de geçerli olacağı önceden tahmin ediliyordu. Amerikalı araştırmacı Tracey J. Shors’un araştırmalarından çıkan bulgular ise; farelerde 7 günlük olgunlaşma süreci geçiren ve 2 hafta kullanılabilen günlük 5 ile 10 bin arasında yeni nöronun oluştuğunu ortaya çıkarmıştır. Bu yeni nöronlar bu süre içerisinde yeni karmaşık görevler ile meşgul olmazlarsa yavaş yavaş ölürler.

İlginçtir ki spor gibi bedensel aktiviteler ne kadar doğru ve titizlikle uygulanırsa, beyinde oluşan yeni nöronların sayısını artırmakta ve onların korunabilme olasılığını yükseltmektedir. (Spektrum der Wissenschaft, 8/2010). Bu bulgu günümüzdeki teknik olanakların insan sağlığını tehlikeye atmadan uygulanılmasına her ne kadar müsade etmese de Bayan Shors alzheimer hastalarındaki yüksek ölçülerde ve önlenemeyen nöron kayıplarının bile düzenli ve sıkı bir öğrenme çalışması ile tamamen olmasa da bir ölçüde önüne geçilebileceğini düşünmekte. Erlangen Üniversitesinden Prof. Dr. Oswald, 1998 de SimA projesi çerçevesinde elde ettiği bulgular sonucunda sadece düşünme ve psikomotor antrenmanlar yapan bir katılımcının bile kendi sağlık ve bilişsel durumunu açıkça düzelttiği ve bunun yanında sinirsel semptomlarının da bu antrenman sürecinde iyiye gittiğini ortaya koymuştur.

Düşünce ve hareket antrenmanlarından oluşturulan bir kombinasyon beyin yaşlanmasına karşıdır, düşünce performansını yükseltir, özgüven sağlar ve sinirsel semptomları yavaşlatır ve iyileştirir. (Oswald, 2007) Bern Üniversitesi de 2006’da fiziksel hareketlerin zihinsel sağlığa etkilerini araştırdı. En başarılı olarak ortaya çıkan antrenman yeni bir hareketin yüksek konsantrasyonla yapılması gerekendi. Fiziksel verimliliğin yanında algı yeteneği ve özellikle görsel algının önemli bir rol oynadığı göze çarpmıştır. İnsanlarda zihinsel algılamanın tahminen 85%‘ini (Fisch, 2000) görsel algı oluşturur. Bununla bağlantılı olarak bize düşen onu elimizden geldiği en iyi şekilde geliştirmektir. Burada kastedilen daha önce bahsedilmiş olan uzak yada yakını görememe gibi çalıştırılarak geçiştirilebilen görme bozuklukları değil, göz kas yapıları ve ışığı kıran nesnelerin işbirliği ve beyindeki görme engellerini geliştirmektir. Burada da bahsedilen, göz takip hareketleri, hedef sabitleme ve hedefi görme, tek gözle ve iki gözle görme, cisimlerin uzaklık ve hız tahmini yani temel yetilerdir ki çok az insanda tamamen doğru bir şekilde bir harmoniyle çalışırlar. Hepsinin bir uyum içerisinde çalışma durumu da görsel sistemin mükemmeliyetidir.

Görsel algılamanın günlük hayatımızda oldukça önemli etkileri vardır ki; 2003’te Oklahoma Northeastern üniversitesinde W.C. Maples’in bulguları iyi çalışan görsel bir sistemin bilişsel performans üzerinde sosyo-ekonomik durum ya da cinsiyet, ırk gibi diğer etkenlerden daha fazla etkileri olduğu yönündedir. (Optometry 1/2003). Okuma problemi olan çocukların 75%‘inden fazlasında görsel anormallikler bulunmaktadır ki bu da onların görsel bilgileri daha yavaş anlayıp benimsemelerine sebebiyet vermektedir. (Livingstone, 1991). Baş ağrısı, göz yanması, çift görme, çabuk yorulma, okuma yada konsantrasyon problemi gibi insanların günlük yaşantılarında sıklıkla şikayetçi oldukları problemler uygun antrenmanlar sayesinde zayıflatılabilir ya da tamamen ortadan kaldırılabilirler. (Helstrup/Haghfelt, 1998). Birçok araştırma (Hennessey, 1984, Simons/Grisham, 1987, Succhoff/Petito, 1986) görsel optometri antrenmanlarının etki ve önemini ortaya koyuyor.

Bütün bu sonuçlar Life Kinetik’in neden başarılı olduğunu ortaya koyuyor. Life Kinetik kazanılmış tüm bilgileri değiştirmekte ve yeni bir hareket göreviyle bilişsel ve görsel görevler arasında bir kombinasyon oluşturmaktadır. Böylece yeni bir hareket üzerinde çok fazla çalışmaya gerek kalmaz. Örneğin 10 defa denemek yerine 5 ya da 6 defa yeterli olmakta, başarı sağlanmaktadır. Alıştırmalar seçilirken eğlenerek öğrenme yöntemi her zaman ön plana çıkmaktadır. Spesifik ve metodik bir ilerleyiş ve birbirleri üzerine yapılanan antrenman bütünleri sayesinde bir ömür boyunca beynin yeni yapılara uyum göstermesi mümkün kılınmaktadır. Buna ek olarak ünlü görsel optometrist Siegmund Scigalla ile iş birliği içerisinde bulunan bir görsel optometri antrenmanı kullanılmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda mantık dahilindeki sonuçlar şu etkileri ortaya koymaktadır: Life Kinetik nöronal öğrenme sürecini canlandırmakta, yeni beyin ağları yapılandırmakta, sinirsel semptomları azaltmakta, konsantrasyonu ve görsel sistemin performansını iyileştirmektedir. Bu arada farklı enstitüler Life Kinetik’in etkilerini sınamışlardır. Münih Neubiberg’te Prof. Dr. Günther Penka yönetimindeki askeri üniversite standart ölçüm sistemlerinin (TDS-System ve Posturomed) de yardımıyla Life Kinetik antrenmanlarının denge, göz-el ve göz-ayak koordinasyonu üzerindeki etkilerini çoğunluğunu spor öğrencilerinin oluşturduğu 30 denek üzerinde test etti. (Penka, 2009).

Deneklerin ayakta duruş pozisyonundaki ağırlık dengeleme konusunda gözle görülür bir ilerleme gösterdikleri göze çarpan bir unsur olmuştur. (Posturomed ölçüm değerleri 145% artmıştır). Göz el ve göz-ayak koordinasyonunda ise 8,38% ile 11,32% arasında gelişme görülmüştür ve ölçüm çalışmasındaki hareketler zorlaştıkça ilerleme daha açık bir şekilde görülmüştür.

SALUTO’dan Prof.Dr. Elmar Wienecke 12-17 yaş arası 14 genç golfçü üzerinde psikolojik stres durumlarında kortizol dağılımının ve hata payının üzerinde Life Kinetik etkilerini bir pilot projeyle test etti. (Wienecke, 2010). Sonuçlar kortizol ölçümlerinin ve bunun için özel olarak üretilen Flussstein testinin yardımlarıyla toplandı. Deneklerin sayısı sağlam bir bilimsel kriter ortaya koymak için yeterli olmasa da Prof. Wienecke ve takımının bulguları çok ilginçti. Haftada 60 dakikalık 3 ay süren Life Kinetik antrenmanı uygulanan gruptaki hata oranında azalma seviyesi karşılaştırma yapılan gruptan çok yüksekti. (51,75% ve 23,75%). Kortizol değerleri 2 yarışma gününde başlangıçta Life Kinetik öncesi ve sonrası, yarışma esnasında ve yarışma sonrasında ölçüldü. Kortizol dağılımının yarışma esnasında 39% oranında azaltılabildiği görüldü.

Köln Üniversitesi Prof. Dr. Matthias Grünke öncülüğünde 9-12 yaş arası ağır öğrenme problemleri olan 34 öğrencinin Life Kinetik ile dikkat ve akıcı zekalarını geliştirebilme şansını denedi. (Grünke, 2011). Akıcı zeka yeni karşılaşılan problemleri çözme ve yeni durumlara alışabilme yeteneğidir. Brickenkamp’ın dikkat yoğunluk testinin ve Roth ile Oswald’ın sayı bağlantı testinin yardımları ile açık bir şekilde ortaya konulmuştur ki: Life Kinetik grubunun dikkat değerleri %6 oranında yükselirken diğer grubunki normalin bile altına düşmüştür. Bu ilerlemenin ölçümü 0,52’lik bir etki yarattı. Bunun yanında gruplar 5 haftadan fazla süren haftada 3 kere 25’er dakikalık ek bir antrenman süreci daha geçirdiler.

Seçilmiş grup Life Kinetik ve diğer grup spor antrenmanı yaptı. Özellikle sayı bağlantı testinin sonuçları 0,69 gibi çok farklıydı ki: Life Kinetik grubu diğer gruba göre zeka ölçümlerinde %12,2’lik bir farkı elde ettiler.Ölçülen zeka değerleri Life Kinetik grubunda sadece 5 haftadan sonra 87 yani normal seviyede olurken daha önceleri ortalamanın altında 78 civarındaydı. Araştırmacılar sonuçlara çok şaşırmışlardı. Prof. Dr. Matthias Grünke: “Dikkat veya akıcı zeka antrenmanlarından böyle değerler alınması gerçekten alışılmışın dışında bir durum.“

Augsburg Üniversitesi tarafından 9-10 yaşlarındaki 42 çocuktan 20’sine 3 hafta süren ve her biri 15 ile 45 dakika süren toplam 11 antrenman uygulandı. (Haas, 2011). 2005 ve 2006 Bayern karşılaştırmalı matematik çalışmalarında öğrencilerin bilişsel yeteneklerinde Life Kinetik çalışmalarının etkileri test edildi. Life Kinetik grubu %44,74’lük bir ilerleme gösterirken diğer grup %15,28’de kaldı.

Sonuçlarda da gözüktüğü gibi Life Kinetik grubu özellikle matematiksel becerilerin kullanımında, karmaşık içerikli konularla başa çıkma yeteneğinde ve işlem ile süreçlerin birbiriyle bağdaştırılmasında ortalamanın çok üstünde değerler kaydettiler.

Özellikle dikkat çeken ise ön test aşamasında her iki gurubun da ortalamanın altında olup, son test aşamasında Life Kinetik grubunun ortalamanın epey üstünde olmasına karşın diğer grubun daha da kötüleşmesi olmuştur.

Köln Spor Yüksek Okulu öğrencisi Pascal Gras‘ın bitirme tezi çalışmaları çerçevesinde ortaya çıkardığı sonuç Life Kinetik’in hentbol oyuncularında oyun taktikleri yeteneğini önemli ölçüde geliştirdiğidir. (Gras, 2011) 14 tane 3. lig hentbol oyuncusu 2’şerli gruplara ayrılarak haftada 2 kere 1’er saatten olmak üzere 6 haftalık Life Kinetik antrenmanı sürecinden geçirildiler. İnteraktif oylama sistemi ve bir video testinin de yardımlarıyla Life Kinetik grubunun, diğer grubu doğru karar verme ve karar verme hızı yeteneklerinde çok büyük bir farkla geride bıraktığını ortaya koymuştur. 2011’deki bir projede öğretmenlik öğrencisi Florian Feltes Vettweiss şehrindeki kendi sınav ödevi çerçevesinde 11-12 yaş grubundaki çocukların Kiphard ve Schilling’in çocuklar için vücut koordinasyon testi ve Horn’un okulda ve eğitimde sınav sistemi testlerinde Life Kinetik çalışmalarının bu çocuklar üzerindeki motor öğrenme ve bilişsel becerilerini ölçtü. (Feltes, 2011). Çocukların bağdaşım, ritim, denge, tepki ve yer değiştirme gibi koordinatif alandaki becerilerinin yanı sıra; mekansal-görme, hesaplama-matematik, düşünme, mantıksal sonuç takibi, konuşma akıcılığı, kendini ifade edebilme ve doğru anlama gibi bilişsel alandaki yetilerini de ölçtü.

53 çocuktan 27’si 4 hafta boyunca her okul gününün sonunda 1 dakikalık ısınma sürecinden sonra 5 dakikalık bir Life Kinetik antrenmanına tabi tutuldu. Bir yandan bilişsel performansın tekrarlanma tepkisi %1.10 düzeltilirken iyileşme %16,40 oranında gerçekleşti; diğer yandan motor becerilerin tekrar tepkisi aynı şekilde %1.84 giderilirken iyileşme oranı açıkça %18,46’yı buldu. Bunun dışında yine açıkça göze çarpan başka bir nokta konsantrasyon faktörünün %77,1’e yükselmesi oldu.

Özellikle düşük performanslı öğrenciler için Life Kinetik standartların çok üzerinde faydalı oldu. Bunlar gibi yapılmış olan birçok araştırma, proje, bilimsel inceleme Life Kinetik’in pozitif etkileri olduğunu ispatlamıştır. Şu sıralar birçok değişik konu üzerinde değişik üniversitelerde yapılan araştırmalar da açıklığa kavuşmaktalar. Örneğin büro faaliyetleri, elle üretim hatta aşırı unutkanlık hastalığına Life Kinetik çalışmalarının getirebileceği faydalar. Tabi ki bilim Life Kinetik’in neden böyle sonuçlar verdiğini araştırmaya devam edecektir.

Bu bilimsel kanıtlar önemli ve gereklidir ancak herkes için değil: Borussia Dortmund baş antrenörü Jürgen Klopp ile ilk görüşmem esnasında elimizde henüz bilimsel bir bulgu veya ispat yoktu. Bu durumu onunla paylaştığımda ise cevabı şu oldu: “Benim onlara ihtiyacım yok! Ben bu konsepti ve alıştırmalarını gördüğümde bunun mantık olarak kesinlikle bir zarar vermeyip aksine fayda getireceğini görebiliyorum. Bundan ne kadar faydalanabileceğimizi göreceğiz ancak kesin olan şu ki: kesinlikle çok eğleneceğiz ve bu da çok şeye değer!“

Referanslar

BEAR M.F., CONNORS B.W. & PARADISO M. A. (2006): Neuroscience. Exploring the brain. Baltimore, Philadelphia: Lippincott, Williams & Wilkins. BECK F. (2005): Dopaminerg vermittelte Ausbildung interner Bewegungsrepräsentationen. Sportwissenschaft, 35 (4), 403 – 414.

BECK F. (2008). Sportmotorik und Gehirn. Sportwissenschaft, 38 (4), 423 – 450.

BECK F. & BECKMANN, J. (2009a): Werden sportmotorisch relevante Handlungs-EffektVerknüpfungen über dopaminerge Neuromodulation vermittelt? Deutsche Zeitschrift für Sportmedizin, 2, 36 – 40.

BECK F. & BECKMANN J. (2009b): Die Bedeutung striataler Plastizitätsvorgänge und unerwarteten Bewegungserfolgs für sportmotorisches Lernen. Sportwissenschaft, 40 (1), 19–25.

BECK R.W. (2008): Randomized Clinical Trial of Treatments for Symptomatic Convergence Insufficiency in Children; American Medical Association, Arch Ophthalmol.; 126(10):1336-1349

BLECH J. (2009): Heilen mit Bewegung, Fischer Verlag, Frankfurt am Main, S. 168-183

COOPER J. (1998): Summary of Research on the Efficacy of Vision Therapy for Specific Visual Dysfunctions; State University of New York, State College of Optometry ERIKSSON P.S. ET AL. (1998): Neurogenesis in the Adult Human Hippocampus. in: Nature Medicine, Bd. 4, Nr. 11, S. 1313 – 1317; November 1998.

FELTES F. (2011): Entwicklung und Durchführung eines Konzeptes zur Verbesserung der motorischen und kognitiven Fähigkeiten durch Bewegungspausen – Integration von Life Kinetik-Übungen in den Unterricht einer 6. Klasse. (Examensarbeit zur zweiten Staatsprüfung